Yaşam

Kilo Alımını Tetikleyen Gizli Tehdit Duygusal Açlık

Fazla kilo sorunu günümüzde yaş ayrımı gözetmeksizin birçok kişinin yaşadığı ciddi bir sorun. Bu noktada beslenme alışkanlıklarıyla birlikte gerçek açlık hissiyle baş edebilmenin önemli bir yer tuttuğunu söyleyen Uzm. Dyt. Uzm. Klinik Psikolog Merve Öz, pek çok kişi açlık hissiyle baş etmeye çalışırken, bunun kaynağını anlamakta zorlandığını söyledi. Peki, karnınızın guruldaması mı sizi harekete geçiriyor, yoksa stresli bir günün sonunda çikolata arayışı mı? Duygusal açlık ile fiziksel açlık arasındaki ince çizginin modern yaşamın karmaşasında giderek daha da bulanıklaştığını hatırlatan Uzm. Dyt. Uzm. Klinik Psikolog Merve Öz, bu ayrımı anlamanın sadece sağlıklı bir yaşam için değil, duygusal iyilik halimizi korumak için de kritik öneme sahip olduğunu söyledi. 

 

“Hepimiz zaman zaman açlık hissiyle mutfağa yöneliriz. Ancak bu açlık her zaman bedenimizin ihtiyaçlarından mı kaynaklanır, yoksa yorgunluk, stres ya da yalnızlık gibi duygusal bir boşluğu doldurma çabası mı? Duygusal ve fiziksel açlık arasındaki farkı bilmenin hem yeme alışkanlıklarımızı hem de duygusal dengemizi yeniden gözden geçirmemize yardımcı olabileceğini belirten Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri Uzm. Dyt ve Uzm. Klinik Psikolog Merve Öz, fazla kiloyla sonuçlanabilecek bu ayrımın yapılması konusunda önemli bilgiler verdi: 

Duygusal açlığın fazla kalori alımına neden olduğunu ve duygusal yeme probleminin çözülmediği takdirde hedef kiloya ulaşmanın, hedef kiloya ulaşılsa dahi bu kiloda kalmanın çok zor olacağını hatırlatan Merve Öz, duygusal açlık fark edildikten sonra mutlaka gerekli önlemlerin alınması gerektiğini söyledi. 

AÇLIĞINIZ DUYGUSAL MI FİZİKSEL Mİ? 

 Uzm. Dyt. Uzm. Klinik Psikolog Merve Öz, konuyla ilgili şu bilgileri verdi: “Duygusal beslenme; kişinin açlıktan ziyade olaylara, durumlara yemek yiyerek tepki vermesidir. Kişinin olumsuz duyguyu bastırmak, olumlu duyguyu ortaya çıkarmak için yemek yemesidir. Yani stres, sıkıntı, üzüntü gibi olumsuz duygular sadece duygusal açlığa neden olmaz. Mutluluk, neşe gibi olumlu duygular da duygusal açlığa neden olur. Fiziksel açlık ise; kişinin gerçekten aç olduğu için yemek yemesidir. Fiziksel açlığa, biyolojik açlık da denir ve hayatı idame ettirmek için gereklidir. Kişiler, karın guruldaması, halsizlik, gözlerin kararması, titreme gibi belirtileri takip ederek açlığın fiziksel açlık olup olmadığını anlayabilir.”

DUYGUSAL AÇLIK NASIL FARK EDİLİR? 

“Yeni yemek yediğiniz halde hala bir şeyler yemek istiyorsanız yaşadığınız durum duygusal açlık olabilir. Bu durumda kendinize en son ne zaman yemek dediğinizi ve gerçekten aç olup olmadığınızı sorun” diye konuşan Merve Öz, sözlerine şöyle devam etti: “Ayrıca stresli olduğunuzda, canınız sıkkın olduğunda ya da çok mutlu olduğunuzda yemek mi arıyorsunuz? Olumlu duyguyu artırmak, olumsuz duyguyu bastırmak için yemek yemeniz duygusal açlık yaşadığınızı gösterir. Ya da, kendinize bir bakın; İşyerinde, çekmecedeki abur cuburları stresli zamanlarınızda mı yiyorsunuz? İşten eve gelip çocuklar uyuyunca kendinizi televizyonun karşısında elinizde yiyecekle mi buluyorsunuz? Yoksa tüm gününüzü, günden kendinize artan zamanda ne yiyeceğinizi planlayarak mı geçiriyorsunuz? Bu soruların cevabı evet ise siz de duygusal açlık yaşıyorsunuz demektir.”

“YEMEDEN ÖNCE BİR KEZ DAHA DÜŞÜNÜN”

Duygusal açlık yaşayan kişinin aslında eskiden yaşadığı hazzı tekrar yaşamak için yiyeceğe yöneldiğini söyleyen Merve Öz, duruma şöyle bir açıklık getirdi: “Örneğin daha önce televizyon karşında yediğiniz cips sizin duygu durumunuzu biraz yükseltmişse aynı yiyecekten aynı performansı tekrar beklersiniz. Ve böylece tv karşısında cips yeme alışkanlığınız oluşur. Fakat bazen aynı yiyecek, aynı hazzı vermeyebilir. Çünkü; izlediğiniz film ya da dizi, mekan, hava ve yanınızdaki insanlar gibi birçok faktör yiyecekten alınan hazzın yükselmesini sağlar. Dolayısıyla bir yiyeceği tüketmeden önce, “bunu gerçekten yemek istiyor muyum, yoksa vereceği hazzın umuduyla mı yiyorum” diye kendinize sorun. Haz alma umuduyla yiyorsanız duygusal yeme probleminiz var demektir. Yiyeceğin kısa sürelik sağlayacağı haz, aldığınız kaloriye değecek mi? Yedikten sonra pişman olacak mısınız? Kendinize bu soruları sorduktan sonra yiyeceği yiyip yemeyeceğinize karar verin.”

“STRES ANINDA YEMEK YERİNE YAPILACAKLAR LİSTESİ OLUŞTURUN”

Duygusal açlık tespit edildikten sonra kişinin kendisini yemekle meşgul etmek yerine daha mutlu olmasını sağlayacağı farklı aktiviteler bulması gerektiğini anlatan Merve Öz, “Öncelikle stres anında yemek yerine yapılacaklar listesi hazırlanmalı ve bu liste göz önünde bulundurulmalıdır. Liste en az 10 maddeden oluşmalıdır. Yapılabilecekler arasında; Kahve, çay ya da su içmek, kitap okumak, müzik dinlemek, dans etmek, film izlemek, yürüyüş yapmak, ortamı değiştirmek, gevşeme egzersizi yapmak, sevilen birisi ile görüşmek, nefes egzersizi yapmak, resim yapmak ya da sizi yemekten uzaklaştıracak sevdiğiniz ne varsa olabilir. Bu aktiviteler odağınızın değişerek yemektense dopamin sağlayacak başka aktivitelere kaymasını sağlayacaktır.” Ve bu yaşanan açlığın geçici olduğunu asla unutmayın.

“20 DAKİKADAN UZUN SÜREN YEMEKLER DOYGUNLUĞU ARTIRIR”

“Bu listenin her maddesi denendikten sonra yemek yeme isteği halen geçmemişse son çare olarak yemek yenilmelidir” diyen Merve Öz, bu konuda da bazı öneriler verdi: “Beyine doyma sinyalinin 20 dakika sonra gittiği, 20 dakika ve 20 dakikadan daha uzun süren yemeklerin doygunluğu artıracağı unutulmamalı. Ne yenirse yensin yavaşça ve ne yediğinin farkında olarak yenilmeli. Tüm bunları uyguladıktan sonra hala duygusal açlık yaşanıyorsa alanında uzman bir psikoterapist yardımıyla duygusal açlığınızın altında yatan nedenlerin araştırılması faydalı olacaktır.”

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu