Skolyozu önlemek için 7 tavsiye

Omurganın doğal anatomik yapısının dışına çıkarak S ya da C şeklini almasıyla oluşan skolyoz genellikle bir omzun diğerinden daha yukarıda görünmesiyle ortaya çıkıyor. Skolyozun; sırt veya bel ağrısı, yorgunluk ve nefes darlığı gibi belirtileri olduğundan bahseden Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Direktörü Prof. Dr. Mehmet Çağlar Berk, “Hastalık ilerlemişse bacaklarda uyuşma, karıncalanma veya güçsüzlük gibi bulgular da gündeme gelebilir. Görünüm açısından da estetik kaygılara ve öz güven sorunlarına yol açan skolyozun erken tanı sayesinde kontrol altına alınabileceği bilinmeli” dedi.
Omurga eğriliği anlamına gelen skolyozun, omuz veya kalçanın asimetrik görünümü nedeniyle duruş bozukluklarına zemin hazırladığını vurgulayan Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Direktörü Prof. Dr. Mehmet Çağlar Berk, “Eğriliğin ilerlediği vakalarda cerrahi yöntemlerden faydalanılıyor. Bu operasyonlarla hem fiziksel görünüm düzeltiliyor hem de uzun vadede sağlık sorunlarının önüne geçiyor. Son yıllarda skolyoz cerrahisinde önemli yenilikler ve gelişmeler var. Hem cerrahi teknikler hem de kullanılan malzemeler açısından daha güvenli ve etkili tedavilerle hastaların yaşam kalitesi yükseliyor” şeklinde konuştu.
Ergenlik dönemi skolyoz oluşumu için riskli
Skolyozun birkaç farklı türü olduğunu söyleyen Prof. Dr. Mehmet Çağlar Berk, “En sık görülen türü ‘idiyopatik’; kesin bir nedeni olmamakla beraber çocukluk ve ergenlik döneminde gelişir çünkü büyümenin hızlanmasıyla omurgadaki eğrilikler de belirginleşmeye başlar. Yetişkinlerde görülen dejeneratif skolyoz ise doğal yaşlanma süreciyle omurga yapılarının aşınması ve yıpranmasıyla ilişkilidir” dedi.
Skolyozun tamamen önlenmesi her zaman mümkün olmasa da erken teşhis, uygun tedavi ve sağlıklı yaşam alışkanlıkları sayesinde ilerlemesini durdurmak ya da yavaşlatmak mümkün diyen Berk, “Korse ve fizik tedavi gibi seçenekler, cerrahiye duyulacak ihtiyacı da azaltıyor” açıklamasında bulundu.
Kişiye özel ameliyat planı mümkün
Skolyoz cerrahisinde son yıllarda önemli yenilikler ve ilerlemeler olduğunun altını çizen Prof. Dr. Mehmet Çağlar Berk, “Her geçen gün daha güvenli ve etkili tedaviler geliştirilerek hastaların iyileşme süreci hızlandırılıyor, komplikasyon riski azaltılıyor ve tedavilerden daha iyi sonuçlar alınabiliyor. Robotik cerrahi ve navigasyon sistemler sayesinde cerrahlar, omurgayı daha hassas şekilde düzeltebiliyor. Bu teknolojilerle daha güvenilir sonuçlara ulaşıldığı için olası olumsuzluklar engelleniyor ve yeniden ameliyat ihtiyacı azalıyor. Yara izleri ve dokulara verilen hasar da minimum düzeyde kalıyor. Ayrıca 3 boyutlu görüntüleme ve planlama, hastanın omurga yapısını daha iyi anlayarak cerrahi stratejiyi kişiye özel hale getirmeye yardımcı oluyor” dedi.
Eğriliğin derecesi arttıkça cerrahiye yaklaşılıyor
Skolyoz ameliyatının, eğriliğin 40-50 derece ve üstü gibi ciddi seviyelere ulaştığı veya diğer tedavi yöntemlerinin işe yaramadığı durumlarda devreye girdiğini vurgulayan Prof. Dr. Mehmet Çağlar Berk, “Ameliyat kararı; eğriliğin derecesine, ilerleme hızına, hastanın yaşına ve omurga büyüme potansiyeline bağlı olarak değişiyor. Hastanın yaşam kalitesini artırmayı amaçlayan cerrahi müdahalenin yöntemi ise; skolyozun tipine, şiddetine ve hastanın yaşına göre farklılaşıyor. İşlemden sonra skolyozun neden olduğu sırt ağrıları, solunum sorunları gibi şikayetler azalıyor veya tamamen kayboluyor” şeklinde konuştu.
Operasyondan birkaç hafta sonra rutine dönülebilir
Genellikle genel anestezi altında gerçekleştirilen ameliyat süresinin 1-2 saat arasında değiştiğini belirten Berk, “Cerrahi sırasında oluşabilecek enfeksiyon, kanama, sinir hasarı veya omurganın tam olarak kaynamaması gibi riskler, deneyimli bir ekip tarafından en aza indirilir. Bazı durumlarda hastanede bir süre yatış gerekebilse de iyileşme periyodunun kişiden kişiye değişebileceği unutulmamalı. Hastalar çoğunlukla birkaç hafta içinde günlük aktivitelerine dönerken, tam iyileşme 6 ay ile 1 yıl arasında sürebilir. Tabii bu noktada fizik tedavi de önemli bir etken” dedi.
Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Dr. Emre Zorlu ise, “Skolyoz cerrahisinin başarılı sonuçlar vermesi için hastanın ameliyat sonrası düzenli kontrollerini yaptırması ve doktorun önerdiği egzersiz programlarına uyması da önemli hususlardan biri” şeklinde konuştu.
Uzm. Dr. Emre Zorlu, skolyozu önlemek için 7 tavsiye paylaştı:
- Erken teşhise önem verin. Sorunun erken teşhisinde korse kullanımı gibi cerrahi dışı tedavi yöntemlerle eğriliğin ilerlemesi durdurulabilir.
- Dik durun. İyi bir postür omurgayı korur. Çocukluk ve ergenlik döneminde doğru oturma, ayakta durma ve uyuma alışkanlıklarının kazanılması çok önemli.
- Ağır sırt çantalarından kaçının. Özellikle çocuklarda ağır sırt çantaları skolyoz gelişme riskini artırabilir. Çantalar iki omuzdan dengeli şekilde taşınmalı ve çok ağır olmamalı.
- Kaslarınızı güçlü tutun. Omurga ve karın kaslarını güçlendiren egzersizler omurgayı destekler ve sağlıklı duruşu korumaya yardımcı olur.
- Esnekliğinizi sağlayacak sporlar yapın. Özellikle yoga ve pilates omurga sağlığı için faydalıdır.
- Kemik sağlığınızı önemseyin. Çocukluk ve ergenlik döneminde yeterli miktarda kalsiyum ve D vitamini almak kemik sağlığını destekler, skolyozun gelişme riskini azaltır.
- Dengeli beslenin. Vücut gelişimi için gerekli besin öğelerini sağlayan dengeli bir diyet, sağlıklı bir omurga gelişimine katkıda bulunur.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı